Seksenlerin sonunda doğdum. Tam anlamıyla 90lar genci sayılmam belki ama kendime 90lar çocuğu dememde sakınca yok sanırım. 90lar deyince aklıma gelenler gerçekten 90larda mı yoksa 2000lerin başında mı geçti, emin değilim. Yaş otuza yaklaşırken alzheimerdan korunmak için bu blogu açmış olabilirim.
90larda sevmediğim şarkıları şimdi duyunca hüzünleniyorum, vay be ne güzel şarkıymış diyorum. O zamanlar Çelik hastasıydım. Dolayısıyla O'nun her şarkısını severdim. Fakat diğerlerinin hüzünlü şarkıları genellikle çekmezdi beni. Muhtemelen çocuk olduğum için böyleydi. Benden 5 yaş büyük olan ablamla radyo dinlerken kavga ederdik o yüzden, benim güzel değil dediklerime O bayılırdı. Günümüz tabiriyle cool şarkılardı bunlar. Teoman mesela... veya Asya... veya Reyhan Karaca... veya Arnavut Kaldırımı...İşte şimdi O'nun sayesinde/zoruyla dinlediğim şarkıları duydukça hüzünleniyorum. İçime işlemiş bi şekilde.
Yazılara başlamadan önce internette küçük bi tarama yapıp, o zamanki müzisyenlerin listesini çıkardım. İçlerinde bir şarkıyla parlayıp sönenler de var, yıllar geçse de saygıyla hatırlanacaklar da, "bu kimmiş ya, tanımıyorum galiba" deyip şarkısını duyunca hatırladıklarım da, dinleyince kulağa yazık eden ama sırf nostaljiden unutmak istemediklerim de... Şimdilik 237 kişiden oluşan bu liste biter mi bilmem ama bitsin ya da bitmesin, aralara başka şeyler serpiştirmek niyetindeyim. Bizimkiler veya Full House gibi diziler olur, çizgifilmler olur, ev telefonu, jeton, leblebi tozu, gibi yaza yaza, anlata anlata bitiremediğimiz 90lar nesneleri olur... Göreceğiz.
Evde durup dururken 90lar dinleyip youtubeda eski videolara dalıp çıkamayan, kah Oya-Bora ile dans edip kah Yeşim Salkım'la hüzünlenen biriyim. Kimbilir toplam kaç kişinin öldüğü, suikast kurbanı olduğu o -şimdiki gibi- karmaşık yıllardan bana kalanın sadece bu güzel/komik müzikler olması, bir zamanlar bana vicdan azabı çektirirdi. Ne kadar sorumsuzmuşum, dünya umrumda değilmiş, diye düşünürdüm. Sonra anladım ki çocukmuşum, kendime bu kadar yüklenmemin manası yokmuş. Anladığım bir şey daha var; 90ların kirli tarihi hakkında ne kadar bilgi edinirsem edineyim, bu müzikleri, anıları sevmemem mümkün değil. Çocuklukta veya ilkgençlikte yaşananlar, iyi ya da kötü anılar, unutulmayor. Acı anılar bile hep bi noktada sevgiyle saklanıyor. Kendi çocukluğumuzun başını okşama yöntemimiz bu. "Ne tatlı bi şeydin sen, aptal aptal şarkılar dinler, dans ederdin" diyeceğiz hep kendimize. O günlerde video çekmenin zor olmasına şükretsek de, zihnimizde kalan anılarla gizli gizli dostluk kuracağız hep, ölene kadar.
Sözü daha fazla uzatmayayım. (Yalana bak, hep uzatır halbuki). Canım sıkıldıkça, küçük Ben'i özledikçe buralarda olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder